Kayıtlar

Kasım, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

LA AMİSTAD: BANA ÖZGÜRLÜĞÜMÜ VERİN!

Resim
Kara kıtanın, ‘medeni beyazlar’ tarafından sindirilmiş insanlarının gerçek öyküsünü anlatıyor   La Amistad . Bir özgürlük mücadelesine dayanıyor konusu. Bir tırnak ve bir çivi ile başlıyor bu muazzam hikâye. Hikâyemizin kahramanı Cinque’yu sindirmek o kadar da kolay olmuyor beyazlar için. Cinque tırnaklarıyla kazıyarak kazanıyor özgürlüğünü, ve milyonlarca köleninkini. İspanyolca bir kelime olan La Amistad, ‘arkadaşlık’ anlamına gelmektedir. Gerçek bir hikâyeye dayanan  film de ‘köle’ gemisine verilen isimdir. Bu gemide 44 tane Sierra Leone’lu siyahi insan vardır. Köle olarak İspanya’ya götürülen bu insanlar, Cinque adlı kölenin zincirlerinden kurtulmasıyla birlikte gemide isyan dalgası başlatır. Silahlanan köleler bir gece yarısı tüm mürettebatı öldürür. Sadece geminin kaptanını ve yardımcısını sağ bırakırlar. Çünkü kölelerin asıl derdi özgür oldukları vatanlarına geri dönmektir. Geminin kaptanından dümeni Sierra Leone’a kırmasını isterler. Kaptan da bunları kandırarak Amerika’ya doğr

MANDALİNALAR: BAŞKASININ DERİNLİĞİYLE OYNAMA!

Resim
  - Yani oğlunu Gürcüler mi öldürdü? + Evet, ama ne fark eder - Nasıl yani, oğlunun mezarının yanına bir Gürcü gömdün. + Ahmed, fark eder mi? - … + Cevap ver! - Hayır, fark etmez.” Cemre düştü. Mandalinalar filizlendi. Hayat, hayat buldu. Sonra bir ses değdi yüreklere savaş karşıtı İsviçreli yazar Hermann Hesse’in Öldürmeyeceksin adlı kitabından: “Yeryüzündeki bütün yasa kitapları gün gelip cana kıymayı yasaklasa, hatta savaşta öldürmeler de yasak kapsamına girse yine de “Öldürmeyeceksin” çağrısı sona ermeyecek. Çünkü öldürme eylemini yalnızca o aptalca savaşlarda yapmıyoruz… Dört bir yanda yaşam bekliyor bizi, dört bir yanda gelecek çiçek açıyor, oysa biz hep birazını algılıyoruz bunun; pek çok şeyi ayaklarımızın altında ezip geçiyor, adım başı öldürüyoruz.” Mandalina Bahçesi ya da Mandalinalar… 90’larda kimsenin anlam veremediği her savaş gibi anlamsız olan Gürcü-Abhaz savaşını konu ediyor film. Savaş ve yıkım başlamıştır. Savaştan yüzyıl önce bölgeye Estonyalılar yerleştiril

HUGO

Resim
  ‘’Hayatın bana öğrettiği bir şey varsa o da şudur; mutlu sonlar sadece filmlerde olur.’’ “Gayeni kaybedersen, bozuk bir makineden farkın kalmaz. Tüm dünyayı büyük bir makine olarak hayal ederdim. Makineler asla yedek parçalarıyla gelmezler. Çalışmaları için ne gerekiyorsa o kadarı olur hep. Dünya kocaman bir makineyse, ben yedek parça olamam diye düşündüm. Burada olmamın bir sebebi olmalı. Bu da demek oluyor ki, senin de burada olmanın bir sebebi var!” Yazıma filmden bu alıntı ile başlamamın sebebi, film daha izlenmeden ve sadece afişine bakılarak “Çocuk filmi mi?” sorusunun sorulması. Bana kalırsa bu ve bunun gibi güzel, derin öğretiler içeren bir film çocuklara yönelik bir film denilerek köşeye atılmamalı. Unutulmamalıdır ki, içinde her ne kadar aksiyonlu veya günümüzdeki kitlenin arzuladığı anlamda içerikler bulunmasa da en derin anlamlar sade anlatımlardan yola çıkılarak bulunabilir. Baştan söylemek isterim ki bu film, amacına ulaştığında gayet değerlenecek bir film. Martin S

Rise of Empires: Ottoman 6. Bölüm İncelemesi ve Genel Değerlendirme

Resim
Netflix 'in dizi-belgesel türündeki yapımı olan ve   İstanbul'un Fethi 'ni konu edinen   Rise of Empires: Ottoman 'ı nihayete erdirdik. Şimdiye kadar birçok açıdan 'olumsuz' manada eleştirdiğimiz dizinin birinci sezon final bölümü, yani 6. bölümü, en tatmin edici bölümü olmuş. Fakat bölümün ismi ''YIKIM'' olarak belirlenmiş. Yani, balık baştan kokmuş. Ayasofya  sahnesiyle başlayan 6. bölüm, fetihle sona eriyor. Zorlu bir mücadelenin ardından nihayet  Bizans 'ın surlarını aşan  Osmanlı  askerleri, Giustiniani'yi öldürdükten sonra şehri ele geçirir. Bizans kralı  Konstantin  ise bu kısımları dehşetle izlemektedir. Şehrin düştüğünü gördüğü vakit, atalarının mirası olan, birçok medeniyetin özendiği  Roma 'nın son kırıntısına sahip çıkmak için canı pahasına şehirde kalmaya karar verir. Ancak bu karar ölüm kararıdır. Ölmeyi tercih eder.  Evet, birçok kral gibi 'halkıyla ölmeyi' göze almış Konstantin. Peki bu kadar cengaverlik neden?

Rise of Empires: Ottoman 5. Bölüm İncelemesi

Resim
Rise of Empires: Ottoman   dizisinin beşinci bölümünü de geride bırakmış olduk. Diğer bölümler arasından sadece dördüncü bölüme 'yetmez ama evet' diyebildik. Dizinin sonuna, fethin finaline doğru yaklaştık. Bu açıdan 5. bölümü oldukça merak ediyordum.  Öcelikle, fetih tarihsel bir gerçeklik olmasa, böyle bir olayın aslında bir rivayet olduğunu, Osmanlıların Bizans'a mağlup olduğunu iddia ederlerdi. Bu mini belgesel-dizi tarzındaki yapımımız, neredeyse bunu iddia edecek kıvamda. İki taraf savaşıyor, kılıçlar çekiliyor ama sadece Osmanlı askerleri ölüyor. Tarihin seyrini değiştiren Şahi topları  Bizans' ın yıkılmaz denen surlarını döverken, surların asla yıkıldığını görmüyorsunuz. Donanmalar karşı karşıya geliyor ama Bizans adına savaşan gemilerden hiçbiri yansa da batmıyor. Diğer tüm liderler, hatta Çandarlı Halil Paşa bile Fatih'ten daha haşmetli görünüyor. Bu yorumlar eleştiri niteliğinde olamaz diyebilirsiniz. Sonuçta her dizi bir kurgudur diyebilirsiniz. Ancak en

Rise of Empires: Ottoman 4. Bölüm İncelemesi

Resim
Netflix ’in   İstanbul’un Fethi ’ni konu edinen ve ülkemizde oldukça konuşulan dizisi   Rise of Empires: Ottoman ’ın 4. bölümünü de izlemiş oldum. Açık söylemek gerekirse geride kalan diğer üç bölüme göre en keyif veren ve tarihsel gerçekliğe en çok uyan bölüm 4. bölüm olmuş. 4. bölüm  Fatih ’in çılgın planı –aslında  Akşemsettin ’in planı- olan gemileri karadan yürütme ile başlıyor. Binlerce  Osmanlı  askeri ormanı yararak gemilere yol açmaya çalışıyor. Kısa bir süre içerisinde bu yol açılıyor ve bir gece ansızın tüm donanma Bizans’ın hassas noktası olan  Haliç ’e indiriliyor. Bu kısımda zaman zaman geniş plan sahneler gösteriliyor. Dizinin başında da eleştirdiğimiz geniş plan sahneleri burada da vasatın altında kalmış. Ciddi bir prodüksiyon eksikliği var bu sahnelerde. Sıradan bir bilgisayar oyununun grafiklerinden bile daha kötü. Süreç ilerledikçe  Bizans  kanadı dışarıdan destek beklemektedir. Ancak gelen destekler Fatih’in kıvrak zekası karşısında hüsrana uğrar. Haliç’teki Osmanlı

Rise of Empires: Ottoman 3. Bölüm İncelemesi

Resim
Önceki iki bölüm bizim için geçer not alamamıştı. Üçüncü bölüm ise Fatih’in sık sık fikir danıştığı, kullandığı üvey annesi Mara Hatun’un harem sahnesi ile başlıyor.  Sırp kraliyet ailesinin bir ferdi olan Mara, çok zeki bir kadındır. Bu açıdan Fatih onu kullanmaktadır. Balkanlar’a, Sırbistan’a gitmesini ve Avrupa’daki olaylardan haberdar olmasını ister. Mara da ailesinin sarayına dönerek oradaki gelişmeleri Fatih’e aktarır. Bu sahneler ve olay akışı tarihi gerçekliğe uygun bir şekilde kurgulanmış.  Öte yandan Fatih, İstanbul’u sağlam bir donanma olmadan fethedemeyeceğini anlar. Bizans’ın, Haliç tarafına geçmek için çeşitli planlar inşa ederken, devasa bir deniz ordusuna yatırım yapar. Bu sırada Cenevizliler 4 büyük gemiyle Haliç’e yanaşır. Burada karşı karşıya gelen iki taraf, amansız bir mücadeleye girişir. Hiçbir noktada avantajı olmayan 4 Ceneviz gemisi, 120 gemilik donanması olan Osmanlı’ya karşı ilginç bir şekilde zafer ilan etmiş gibi gösterilir.  Dizinin tarihsel bazı gerçeklik

Rise of Empires: Ottoman 2. Bölüm İncelemesi

Resim
Netflix 'in dizi-belgesel türündeki yapımı   Rise of Empires: Ottoman   2. bölümünün incelemesiyle sizlerleyiz. Dizinin önceki bölümünde yaptığımız eleştirilerde orijinal dilin Türkçe olmamasını, prodüksiyonun yetersiz kaldığını, fethin sembollerinden   Akşemsettin   ve   Ulubatlı Hasan 'a yer verilmemesini, Fatih'in hırslı ve ihtiras sahibi olarak gösterilmesini, dizinin daha çok Avrupalıların gözünden işlendiğini eleştirmiştik. İkinci bölümde de benzer şeyler gördük. Şahi toplarının Bizans surlarını dövmeye başlamasıyla açılıyor ikinci bölüm. Topların surları yıktığı sırada kadın çığlıklarını duyuyorsunuz. Dolayısıyla bir kadın ve çocuk kıyımı gibi lanse ediliyor bu durum. Bu konu üzerine İlber Ortaylı'nın Hürriyet gazetesinde yazdığı bir makale bulunur. Ortaylı bu makalesinde kuşatmanın 53 gün sürdüğünü ve bu kuşatma sırasında şehrin boş olduğunu dile getiriyor. Hürriyet gazetesindeki 28 Mayıs 2017 tarihli ''Fetih kutlaması niye tartışılıyor!'' adlı m

Rise of Empires: Ottoman 1. Bölüm İncelemesi

Resim
Netflix 'in merakla beklenen dizi-belgesel türündeki yapımı   Rise of Empires: Ottoman   24 Ocak tarihinde yayınlandı. Dizinin başrollerinde   Cem Yiğit Üzümoğlu ,   Selim Bayraktar ,   Birkan Sokullu ,   Osman Sonant   ve   Tuba Büyüküstün   gibi   Türk   isimler yer alıyor. Seslendirmen yani anlatıcı ise   Halit Ergenç . Yönetmen koltuğunda   Emmy   ödüllü   Emre Şahin   bulunuyor. Dizinin yapımcılığını Emre Şahin'in sahibi olduğu   Karga Seven  ile  STX Entertainment   üstlenirken,    Prof. Dr. Celal Şengör   ve   Dr. Emrah Safa Gürkan   da belgesel tarafında bulunan uzmanlar arasında yer alıyor. Ayrıca yurt dışından farklı uzmanlara da yer verilmiş. İlk sezon 6 bölüm olarak yayınlandı. Bölümlerin süresi ise 40-45 dakika aralığında seyrediyor. Netflix Türkiye  daha önce  Muhafız: Hakan  ve  Atiye  dizileriyle Türk takipçilerinin karşısına çıkmıştı. Ancak Rise of Empires: Ottoman tam olarak bir Netflix Türkiye yapımı diyemeyiz. Çünkü dizinin orijinal dili  İngilizce  olarak s

EMPERYALİZMİN İNSAN ZİHİNLERİNE TAKTIĞI KANCA: DİKEY SİNEMA

Resim
Bir kitle kültürü olarak   sinema , günümüzde büyük sermaye sahiplerinin çıkarları doğrultusunda kullanılan ideolojik ve manipülatif bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Kapitalizm ile birlikte endüstrileşen ve üretim-dağıtım-tüketim ağına sahip bir sektör haline gelmiştir. Teknolojinin de gelişmesiyle küresel bir boyut kazanmıştır. Hal böyle olunca, ‘’sanat’’ olarak nitelendirdiğimiz sinema, pazar alanı oluşturulup tüketilen bir meta olmaktan kurtulamamış; kültür, politika ve ekonomi başta olmak üzere, birçok alanda etkisini gösteren egemen güçlerin ideolojik aygıtı olmuştur. Dolayısıyla bugünün sinemasını kapitalizmden ve emperyalizmden bağımsız değerlendirmek yanlış olur. Kapitalist ve emperyalist unsurları içerisinde barındıran sinemayı ' dikey sinema ' olarak adlandırmayı tercih ettim. Post-Endüstriyel toplum olarak isimlendirilen günümüz toplumunda, bilginin mülkiyetle yer değiştirdiği iddia edilmektedir. Bilgi üretiminde gözle görülür bir artış olduğunu söyleyebiliriz

SIRA DIŞI BİR DOSTLUK ÖYKÜSÜ: SOKAK KEDİSİ BOB

Resim
Bir kedi, bir insanın hayatını kurtarabilir mi? Evet, sokak kedisi Bob, tesadüfen karşılaştığı Bowen’in hayatını baştan sona değiştiriyor. Onun hayatını kurtarıyor. Kitaptan sinemaya uyarlanan filmde dostluğun, arkadaşlığın ve hayvan sevgisinin çok farklı boyutlarını izleyeceksiniz. Uluslararası en çok satan kitaplar listesindeki Sokak Kedisi Bob isimli kitaptan ve gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde James Bowen, Londra'da yaşayan evsiz ve rehabilitasyonda olan eski bir uyuşturucu bağımlısıdır. Sokaklarda şarkı söyleyerek hayatını sürdürmektedir. Bir gün sokakta tesadüfen karşısına çıkan hasta sokak kedisini tedavi etmek için evine alır ve hayatı değişmeye başlar. Oldukça uslu, sakin ve bir kediden beklenmeyecek kadar zeki olan Bob, sahipsiz bir sokak kedisidir. James Bowen da tıpkı Bob gibi sokaklarda yaşamaktadır. Annesi ve babası boşandıktan sonra uyuşturucuya bulaşmış ve bağımlı hale gelmiştir. Bu yüzden ailesi tarafından dışlanmıştır. Hayatı alt üst olmuştur. Artık hiçbir am

ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ BİLAL

Resim
İslam’ın ilk müezzini Bilal-i Habeşî’nin hayatının anlatıldığı Özgürlüğün Sesi Bilal, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ortak yapımı bir biyografi-animasyon filmidir. Filmi yapan ekip, Walt Disney ve Pixar stüdyolarında Kung Fu Panda, Karayip Korsanları, Ejderhanı Nasıl Eğitirsin, Madagaskar ve Yüzüklerin Efendisi gibi yapımlarda çalışan uzmanlardan oluşmaktadır. Film aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylıdır. Bu açıdan her bireyin, ailelerin ve çocukların rahatlıkla izleyebileceği bir film olarak karşımıza çıkıyor. Bilal’in çocukluğu ve esir alınışı ile başlayan film, Mekke’nin fethi ile bitiyor. Bilal daha küçücük bir çocukken nasıl biri olacağı gösteriliyor. Bilal’in yiğitliğinin, sesinin güzelliğinin ve yüreğinin büyüklüğünün nedenlerini, Bilal’in çocukluğunda bulabiliyoruz. Bilal için ailesi çok önemli. Babasını tanımamış bir yetim. Dünyadaki en değerli varlıkları ise annesi ve kız kardeşi. Film boyunca annesinin kendisi için söyledikler