MANDALİNALAR: BAŞKASININ DERİNLİĞİYLE OYNAMA!
- Yani
oğlunu Gürcüler mi öldürdü?
+ Evet, ama ne fark eder
- Nasıl yani, oğlunun mezarının yanına bir Gürcü gömdün.
+ Ahmed, fark eder mi?
- …
+ Cevap ver!
- Hayır, fark etmez.”
Cemre düştü. Mandalinalar filizlendi. Hayat, hayat buldu.
Sonra bir ses değdi yüreklere savaş karşıtı İsviçreli yazar Hermann Hesse’in
Öldürmeyeceksin adlı kitabından: “Yeryüzündeki bütün yasa kitapları gün gelip
cana kıymayı yasaklasa, hatta savaşta öldürmeler de yasak kapsamına girse yine
de “Öldürmeyeceksin” çağrısı sona ermeyecek. Çünkü öldürme eylemini yalnızca o
aptalca savaşlarda yapmıyoruz… Dört bir yanda yaşam bekliyor bizi, dört bir
yanda gelecek çiçek açıyor, oysa biz hep birazını algılıyoruz bunun; pek çok
şeyi ayaklarımızın altında ezip geçiyor, adım başı öldürüyoruz.”
Mandalina Bahçesi bir savaş filmi değil. Savaşın güzel olan
her şey gibi insanlığı da öldürdüğü bir ortamda sakin, sevgi dolu, iyi
kurgulanmış ve yer yer de gülümseten bir insanlık öyküsü. Dini, etnik ve
milliyetçi nefretin her yeri kapladığı bir ortamda bir barış ve insanlık
çağrısı aslında. Savaşın anlamsızlığına ve insanlığa dair güçlü bir çağrı.
Karışık bir durumun saçmalığını ortaya serebilmek için ya durum karikatürize
edilmeli ya da minyatür hale getirilmelidir. İşte Mandalina Bahçesi’de
Gürcü-Abhaz savaşını alıp bir evin içinde minyatür bir savaş haline getirip
bize sunuyor. Dinsel ve milliyetçi bir nefret ile başlayan süreç, iyi bir kurgu
ve zekice -az ama öz- yazılmış diyaloglar ile bir insanlık öyküsüne dönüşüyor.
Gürcü yönetmen Zaza Urushadze, Gürcü-Abhaz savaşı gibi izleri
ve etkisi toplum üzerinde hala süren bir savaşın ortasında, bir Estonyalı, bir
Gürcü ve Abhazya adına savaşan çeçen bir asker arasında yaşananları aktarırken
politikaya bulaşmadan veya bu hassas konuda taraf tutmadan, politika üstü bir
bakış açısıyla insanlığa bakıyor. Zaza Urushadze filmi hakkında verdiği bir
röportajda bunu şöyle açıklıyor: “Filmim devletler arasındaki siyasi
mücadeleye dair bir ifade veya bir şekilde bu
mücadeleye bulaşan bir söylem olarak algılanmamalıdır. Bu film, her
şeyden önce, kendi istek ve kontrolleri
dışında gelişen ve
onları insanlığından vazgeçmeye zorlayan bir savaşın içinde
kalan insanlar hakkında bir hikayedir.”
Yorumlar
Yorum Gönder